Türkçede Renk Adları

Türkçe renk adları üzerine yapılmış ve yapılacak araştırmaların,dilimizin ve Türk kültürünün tarih içindeki yolculuğunu,etkileşim alanlarını ortaya koyduğu, koyacağı açıktır. Biz bunu,konu üzerine yapılmış araştırmaları tararken bir kez daha fark ettik. Sözgelimi,Dr.Süreyya ÜLKER’in “Ala” renk üzerine notları ilgi çekici geldi bize.

Kızıl ile kara arası bir renk olan “ala” ülkemizde daha çok “kahverengi” olarak bilinmek tedir. “Ala” sözü eski Türkçe’de “rengarenk/çilli” anlamına gelmekteydi. “Aladağ,alageyik, alabalık” birleşik sözcüklerinde geçen “ala” sözü bu anlamdadır. Bugün de “alaca,alacalı” sözleri bu anlamda kullanılmaktadır.Daha sonra bu söz,Anadolu’da bir renk adı olmuştur.

Aynı yazıda, “ala” rengin nüansları veriliyor:

Ala>ela( göz rengi/gök ela:çakır):Osmanlıca.FINDIKÎ(fındık kabuğu rengi/sarıya çalan açık kestane rengi).Kızıl ala(kırmızı kahverengi).Türevleri:Demirpası,bronz(tunç),tarçınî; Farsça DÂR-I ÇİN>TARÇIN(Çin darısı’ndan bozma)rengi,bakır rengi.

Konur:kahverengi(at donu ve saç rengi için).Konural>kumral(açık kahverengi saçlı kimse) Doru:kızıl ala at donu.Kula:Kıra çalan ala at donu

Yağız:sarıya çalan ala(insanda ten rengi için).Arapça.ESMER(buğday renkli,kara yağız). Boz renge çalan yağız,bej,saz rengi,bozca yağız vb. nüansları vardır.

Benzer değerlendirmeyi,Sayın Nesrin BAYRAKTAR’ın “Kara ve Siyah Renk Adlarının Türkçe’deki Kavram ve Anlam Boyutu Üzerine” adlı sunum yazısı için de yapabiliriz. Araştırmacı yazar,iki renk adının “eşanlamlı” tanıtılmasına karşın, zaman içinde farklılaştığını örnekleriyle ortaya koymaktadır(Mesela: kara haber diyoruz da,siyah haber demiyoruz gibi.A.GÜNAY notu):

“Türkiye Türkçesinde en koyu rengi karşılamak üzere siyah ve kara olarak iki sözcük bulunmaktadır. Bunlardan kara Türkçe olup,Türkçenin bilinen en eski yazılı belgeleri olan Orhon Yazıtlarından beri kullanılagelmektedir. Siyah ise Farsçadan dilimize geçmiş olup Türklerin Anadolu’ya gelmeleri ve İslâm dinini kabul etmeleriyle birlikte kullanılmaya başlamıştır. Bu açıdan bakıldığında; siyah renk adı kara renk adına göre daha yeni olduğundan, kara renk adının anlam alanının siyah renk adına oranla daha geniş olması beklenmektedir. Türkçe Sözlük’te ilk göze çarpan durum her iki renk adının da birbirleriyle açıklanmış olmalarıdır. Bu iki renk adının anlam ve kavram alanlarının birbirleriyle tam olarak örtüşüp örtüşmediğini saptamak amacıyla, kara ve siyah renk adlarını içeren sözcük ve sözcük grupları çeşitli kategorilerde incelenmiştir.” (GİRİŞ’yazısından)

Sayın Bayraktar,dilimizde “Kara” sözcüğünden türetilmiş sözel göstergelerin dökümünü veriyor bize:

1.Renk eylemi(4):Kara ol-,kara-ar>karar-,karar-t-,kara-la-

2.Küçültme anlamlı sıfat(6):kara-msı,kara-ca,kara mtırak,karamtul>karamtıl(karaya çalan)

3.Renk tonu bildiren renk adı(6):karakır(siyaha yakın kır renk),karala(koyu gri),karakıyma (açık siyah/siyah tahrirli renk),karagök(siyah benekli beyaz at/bakla kırı at),karakonur(siyah ile yanık al karışığı renk),karamtılkızıl(siyahla kırmızı arası renk)

4.Soyut renk sıfatı(4):Karagu(karanlık),karalık,karanılık/karangu(karanlık)

5.Pekiştirmeli kullanım(2):Kapkara,kararak(ufak-rak>ufa-rak türemesinde olduğu gibi)

6.Somut varlık adı(3):Karalcık(karartı/gölge),karartı/karaltı(gölge),karamsılık(yüzdeki leke)

Son olarak,Beşir AYVAZOĞLU’nun “Çiçek ve Renk Adlarına Dair” adlı yazısına konuk oluyoruz. Onun ve onun gibi düşünenlerin büyük bir üzüntüyle üzerinde durduğu “kültürel değerlerimizin yitirilişine seyirci kalma” meselesi vurgulanıyor yazı boyunca.

“Türkçe renk adları da bitki adları gibi gitgide unutuluyor. Son zamanlarda yavruağızı, hâki, tirşe, ebruli gibi renk adlarını kullanan birine rastladınız mı?” diye de soruyor Sayın Ayvazoğlu.Prof. Dr. Beynun Akyavaş’ın bir yazısından alıntı yapmış,görüşlerini duygu ve düşüncesine ortak bulduğu için:

“Kırmızının bir tonuna siklâmen, yeşilin bir çeşidine petrol, sarının portakal rengine çala nına da oranj diyoruz.”Rubi”lerimiz, “turkuvaz”larımız,”lilâ”larımız da var.Erbabı, onları yâkuti firuze ve leylâk rengi olduğunu anlıyor. Siklâmen de, petrol de, oranj da, rubi turkuvaz, lilâ da Fransızca öz Türkçe değil. Tunuslu bir dostla konuşuyordum.Narenc’i Arapça’da hangi mânâda kullanıyorsunuz dedim. Narenc, ’greypfrut’tur dedi. Portakala bortugal derlermiş. Demek ki Fransızlara bir narenc vermişiz. Portekiz’i almışsınız dedim. Bilindiği üzere, “Portügal”, Fransızca Portekiz’dir ve evvelâ ’Çin elması’ denilen portakalı Çin’den alıp Avrupa’ya getirenler de Portekizlilerdir. Portügal; Arapça portugal, Türkçe portakal olmuş.”

Sayın Ayvazoğlu,yazısının sonuna dilimizdeki renk adları listesini de eklemeyi ihmal etmemiş. İlgi duyanlar için,bu listeyi aynen aktarıyorum:

Al

Altınsarısı

Aşı

Ateşi

Baruti

Beyaz

Boz

Camgöbeği

Çividi

Devetüyü

Ebruli

Eflatun

Erguvan

Fıstıki

Fildişi

Firuze

Fulya Sarısı

Gelincik Kırmızısı

Gökmavisi

Gülkurusu

Gülpenbesi

Gümüşi

Hacıyeşili

Haki

Kahverengi

Kara

Kavuniçi

Kestane

Kızıl

Kimyoni

Kiraz

Kuzguni

Küfyeşili

Külrengi

Lacivert

Leylâk

Limonküfü

Limoni

Mavi

Menekşe

Mor

Narçiçeği

Nefti

Patlıcani

Pembe

Samansarısı

Sarı

Siyah

Şarabi

Tarçıni

Tirşe

Turuncu

Vişne

Yakut

Yavruağzı

Yeşil

Zeytinyeşili

Zifirî

Zümridî

Söz sonu: Bir ulusun dili içinde gezintiye çıkmak,o ulusun kültür tarihi içinde dış müdahalelere kapalı gerçek bir yolculuktur.

KAYNAK: Abdurrahman GÜNAY


About this entry