Dünya, Kutup Yıldızının Etrafında Dönüyor

Türkler Kutup yıldızına yalnızca Demir-Kazık demişlerdi.

Bu inanışın doğuşuna sebep olan düşünceleri ve astronomik düzeni, az önce açıklamağa çalışmıştık. Bu demir-kazık, yalnızca göğü de birleştiren bir kazık idi. Türklerin bu düşünce düzeni, Batıya doğru dalga dalga dağıldıkça, biraz daha dejenere olmuştu. Bununla beraber, daha açık ve belirli bir şekle de girmişti. “Kuzey-Batı Sibirya’da yaşayan Fin-Ugor kavimleri ise, Kutup yıldızına “Gök kazığı” demişlerdi”.

 Bu deyimler, Finlere ve hatta Baltık denizi kıyılarına kadar yayılmışlardı. İzlanda’da bile Kutup yıldızına “Dünya kazığı” denmeğe başlanmıştı. Bu deyim ve düşüncelerin, Ortaasya’dan, ta İzlanda’ya kadar nasıl gittiğini, burada ispat edecek ve bu konu üzerinde uzun uzun duracak değiliz. Zaten bu meseleler inceden inceye araştırılmış ve Fin bilginleri tarafından, yayınlanmışlardır. Diğer gezegenlerin Kutup yıldızına bağlı olduğuna dair fikirlerin Hind mitolojisinde ve hatta İncil‘de bile geçtiğini bilmiyor değiliz. Fakat gerçek bir kültür tarihçisi, her bölge ve her topluma göre değişen fikirler arasındaki ayrılığı gösterebilen bir kimsedir. Bu sebeple, yukarıda Türklerin astronomim düşüncelerine girmeden önce, günlük hayatlarını incelemekle işe başladık. Ayrıca, bu düşünce düzeninin günlük hayatın nasıl ayrılmaz bir parçası olduğunu göstermeğe çalıştık.

İşte gökteki yıldızlar Kutup yıldızı etrafında dönerlerken, dünya da demir kazıkla bağlandığı kutup yıldızının ekseninde dönüyordu. Kuzey Batı Sibirya mitolojisine göre, “Tanrı, dünyayı yarattığı zaman, bir de kendisi gidip görsün diye, ilk Ana-Ata’yı göndermişti. Ana-Ata ve diğer ruhlar, dünya üzerine geldikleri zaman, dünyanın tıpkı bir tekerlek gibi döndüğünü görmüşlerdi. O zamanlar dünya nedense çok çabuk dönermiş. Bundan hoşlanmayan Tanrı, dünyanın daha yavaş dönmesini emretmiş ve bunun üzerine dünya daha yavaşlatılmış”.

Bu efsane Macarların çok yakın akrabaları olan Vogul kabilelerinden derlenmiştir. Bu sebeple, bu konu üzerinde Macarlar çok ciddi olarak durmuşlar ve Ortaasya ile Sibirya’da dünyanın dönmesi ile ilgili inançları bir araya getirmişlerdi. Gerçekten bu Batı Sibirya efsanesinde, herhangi yabancı bir tesir, hemen hemen yok gibidir. Daha doğrusu bu efsane, bu inanaçla ilgili en eski ve en iptidaî bir tipdir.

Yıldızların böyle çabuk veya yavaş dönmesi, Yakut Türklerinin mitolojisinde de yer bulmuştu:

“Eskiden gezegenler çok yavaş dönermiş. Bunun için de havalar çok soğukmuş. Bu soğuklardan büyük bir ızdırap çeken insanlar, gezegenlerin daha çabuk dönmesini istemiş ve hiç olmazsa bu yolla havaların ısınmasını dilemişlerdi. Elindeki sopası ile yıldızlara vuran bir Şaman, gezegenleri kovalamış ve onların daha süratli dönmesine sebep olmuştu. Bunun için de havalar ısınmış ve insanlar rahat etmişlerdi”.

KAYNAK: Bahaeddin ÖGEL


About this entry